Şu an uzun bir yoldayım ve edep gereği başkalarının yol arkadaşı, yolun ise işçisiyim
Erzincan doğumlu Bilge Öztoplu İlk ve Orta öğrenimi İzmir’de tamamlayıp, Aydın Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. 1 yıl kadar Londra’da dil eğitimi ve New York-Andes bölgesinde çocuk yaz kampında (Camp a Quago) el sanatları öğretmenliği yaptı.
Yurt içi ve yurt dışında olmak üzere toplam 23 yıl boyunca Uluslararası zincir otellerde (Antalya-Birleşik Arap Emirlikleri) Satış& Pazarlama, Market Analist, Gelirler Müdürlüğü görevlerini tamamladı. Emekli olur olmaz yaşamına Transandantal Meditasyonun uygulayıcı olarak devam ederken, Uluslararası Koçluk Federasyonu- Erickson Ekolü’nde tüm eğitimleri tamamlayarak Profesyonel Erickson Koçu oldu.
Röportaj: Mayis Alizade
Yeniçağ: Söz ile uğraşmak sizin için neyi ifade ediyor? Bir hobi mi yoksa yaşamınızın asla vazgeçemeyeceğiniz bir parçası mı?
Öztoplu: Söz ile uğraşmak benim için bir ifade aracı ve sonradan geliştirdiğim bir unsur…
Kimi sanat ile, kimi şarkı ile, kimi şiir gibi unsurlarla kendini ifade ediyor. Benim de tarzım kelimelerle oynamak, bazen sanat bazen mizah çoğu zaman söyleşerek veya yazarak kendimi en doğru şekilde anlatabilmek. Bazen fotoğrafçılıkla, bazen şiirle, bazen ahşap boyayarak, bazen resim yaparak, çoğu zaman da yazarak bir yol izliyorum. Hedefim daha da az kelime ile çok şey ifade edebilmek.
Yeniçağ: Edebiyata nereden geldinizşu anda neresindesiniz?
Öztoplu: Edebiyata aslında EDEP kelimesinden geldim. Bu kelimenin derinliğine hep hayrandım. Gerek hâl ehli olmak gerekse nerede olduğunun idrakiyle her daim öğrenci olarak yolda durmak hayat felsefem.
Edebiyat ve hayat hep mütevazılığı gerektiriyor. Ustaları izlemek, “oldum” demeden ilerlemek, hep öğrenmek… Şu an uzun bir yoldayım ve edep gereği başkalarının yol arkadaşı, yolun ise işçisiyim
Yeniçağ: Kabiliyetlerinizi sözle edebiyatın hangi alanında ifade etmek sizi memnun ediyor, şiir, düz yazı, oyun?
Öztoplu: İnsanın doğasında temas ihtiyacı var. Edebiyat içinde kişisel gelişim yazıyorum. Her bir kitabımın temeli, kendini tanıma yolculuğu. İnsanın kendisiyle temasını başarmasına ve diğer insanlarla ilişkisini “kendisi üzerinden empatiyle” yapabilmesine destek olup sentez bilgilerimi paylaşmaya çalışıyorum.
Yeniçağ: Kendinize ait hissettiğiniz herhangi bir edebi ekol veya akım var mıdır, yoksa kendi kurduğunuz dünyanızın içinde yazıp yaratmak daha mı mutlu ediyor sizi?
Öztoplu: Yapım gereği kuralları sevmiyorum. Serbest olup, hep kendi tarzımı kullanıyorum. Aşırı didaktik olmadan, metaforlar kullanarak okuyucunun okurken serbestlik içinde istediği karakteri okumasını ve her karakterden bir şey öğrenmesinde özgür olmasını sağlamaya çalışıyorum.
Yeniçağ: Yayınevleriyle ilişkileriniz ne düzeyde? Aldığınız teliflerle geçiminizi sağlayabiliyor musunuz?
Öztoplu: Maalesef yayınevi sektörünün gelişimi ekonomik şartlar ve satın alımların düşmesi nedeniyle yazarlar için yeterli olmuyor. Bu konuda yazarlar çok sıkıntı yaşıyor. Telif sorunları, merdiven altı kitap basımları vs. zaman içinde güvensizlikler ve emeğinin karşılığının alınmaması gibi sorunlara yol açıyor. Yazarların teliflerle geçinebildiğine inanmıyorum. Tam tersi yazarları değersizleştiren bir sistem içindeyiz diye düşünüyorum.
Yeniçağ: Okurlara en çok hangi eserlerinizi okumalarını önerirdiniz?
Öztoplu: Hepsini öneriyorum.
İLİŞKİLER OKULU: Karşı cins İlişkilere ve kendimize dair her şey, kendini tanıma yolculuğu.
MUTLULUK BİLGELİĞİ: 14 orta okul köy çocuklarıyla büyükler için yazdığımız kitap, kendini tanıma yolculuğu
BENİ TERSTEN OKU: Beş ipek böceğinin dilinden birbirimize ahkâm kesmeden önce kendimizi sonra karşımızdakini okuyabilmek hakkında.