Almanya’ya nasıl gidemedim?
İSTANBUL – Avrupa ülkelerinin Türkiye vatandaşlarına vize vermekte çıkardıkları zorluklar uzun süredir gündemdeki yerini koruyor. 28 Mayıs’ta müzisyen Volkan Konak’ın vize talebi reddedildi, konserini iptal etmek zorunda kaldı. Bir sonraki hafta müzisyen Onur Akın da Almanya’dan ret yanıtı aldı.
Onur Akın, 35 yıllık sanatçılık hayatında ilk defa vize alamadığını belirterek “Bu ülkenin sanatçılarının Avrupa kapılarında sığınmacı muamelesi görmelerini reddediyorum” ifadesini kullandı. Turistik seyahat için sayısız kişi vize başvurularına olumlu yanıt alamazken iş insanları da ticaret için gitmek istedikleri ülkelerden arka arkaya ret yanıtı aldı.
Her seferinde bu yaşananların haberini yazarken iç sesim, “Vay be ne Almanya’ymış arkadaş” diyordu ancak sıranın bir gün bana da geleceğini henüz bilmiyordum. Eşimle birlikte bir Almanya seyahati yapmaya karar verince üç ay önce bir aracı kurumla Almanya vizesi almak için görüştüm. Aracı kurumdaki yetkili “Almanya’ya vize almak zor. Neredeyse tüm başvuruları reddediyor” deyince daha önce ret alan isimleri de bilmeme rağmen yine de abarttıklarını düşündüm.
Eşim 10 yıllık avukat. Ben yıllardır gazetecilik yapıyorum. Hakkımızda bir suç kaydı yok. Bizi niye reddetsinler ki diye düşünerek işlemleri başlattım. İstenen tonla belgeyi toplayıp aracı kurumun yolunu tuttum. Evrakları alan şirket çalışanı da “Keşke başka ülkeyi seçseydin” demesin mi. “Yahu biz Almanya’ya gitmek istiyoruz, başka ülkeye gitmek istersek oradan vize talebinde bulunurduk diye söylenerek belgeleri teslim ettim.
Zaman, şirket çalışanının haklılığını gösterecekti. Vize randevusu için tam iki ay bekledik. Altını çiziyorum: Vize sonucunu öğrenmek için değil, vize başvurusunu yapabilmek için iki ay bekledik. Nihayet sıra geldi. İDATA diye bir kuruma gitmemiz gerektiği söylendi. Burası Türkiye’de İtalya ve Almanya Büyükelçilik/Konsolosluklarının vize başvuruları için resmi olarak yetkilendirdiği tek kurum. Öğle saatlerinde gittiğimiz İDATA’da tam 7 saat bekledik. Akşam saat 18.30’da sıra bize ancak geldi. Belgelerinin eksik olduğunu düşünüyorsan İDATA içinde fotokopi çektirebilirsin, çıkış alabilirsin veya vesikalık fotoğraf çektirebilirsin. Ancak fiyatlar normalin neredeyse iki katı.
Geçen sürenin sonunda başvuru evraklarımızı teslim ettik. Talebimizin sonucunu öğrenmek için ise 25 gün daha bekledik. Ve yaklaşık 4 ay süren vize isteme maceramızın sonunda biz de aynı yanıtı aldık: Vize talebiniz reddedildi.
Gerçekten de bu cümle insanın onurunu kırıyormuş… Gerekçesine ise çok şaşırdım: Gidiş amacımız samimi bulunmamış, hesabımızda yeteri kadar para yokmuş. Aslında söylenmek istenen şu: “Almanya’ya geleceksiniz ve iltica etmek isteyeceksiniz…”
Oysa ki ülkelerinde seyahat edebilecek bütçemiz vardı. Belki lüks otellerde konaklayacak gücümüz yok ama Berlin’de birkaç gün geçirebileceğimiz kesemize uygun bir otel de bulmuştuk. Almanya Konsolosluk makamı niyet okuyarak bizim hakkımızda hüküm verirken fena halde yanılıyor. İltica fikri zihnimizde hiç yok, hiç de olmadı. Evet, İstanbul yorucu, zor bir şehir. Ama biz bir gün buradan gidersek en fazla Balıkesir’e ‘iltica’ etmek istiyoruz. Berlin sizin olsun!
RET KARARINDAN SONRA NE OLDU?
Seyahat etmek bir hak. Haksız bir ithamla hakkı yenilmiş bir kişi olarak bir de itiraz edeyim diyorum. ‘Ey Almanya, Ey Hans, Ey Helga’ diye mırıldanarak ilgili adreslere bir itiraz yazısı yazdık. Saydıkları gerekçelerin, doğru olmadığını anlattık. Hayret bu kez yanıt gecikmedi. Biraz da tehditkar bir üslupla yazılmış yanıtta ret kararı yinelenerek şu ifadeler kullanılmıştı: “…Alternatif olarak Almanya İdari Mahkemelerine müracaat ederek itirazda bulunabilirsiniz. Bununla ilgili daha ayrıntılı bilgileri ret bildirimimizde bulabilirsiniz. Dava sürecinin nispeten ‘külfetli ve uzun soluklu’ olabileceğini lütfen unutmayınız. Bu nedenle, sonrasında iletilen belgeler ve bilgiler dikkate alınmayacaktır.”
Yani ‘makul vatandaş’ da olsanız size vize vermiyoruz. Biz, bize sunulan belgelere göre değil, ‘hislerimize’ göre vize veriyoruz, bu konuyla ilgili bir derdiniz; aynı zamanda sabrınız ve maddi gücünüz varsa Alman yargısına başvurabilirsiniz. Bu saatten sonra bize yapacağınız itirazları dikkate de almayacağız.
VİZE SORUNU YENİ DEĞİL
Aslında son dönemde vize sorunu yeniymiş gibi görünse de bu sorunun daha eskilere dayandığı bir gerçek. Gazeteci ve sinema eleştirmeni Şenay Aydemir, 2018’de Gazete Duvar sayfalarında ‘Almanya Başkonsolosluğu makamına…’ başlıklı bir yazı yazmıştı.
Aydemir şu ifadeleri aktarmıştı yazısında: “Ret edilme gerekçeleri ise ‘yeterli maddi kaynağımın olmaması’, ‘verdiğim belgelerin ikna edici bulunmaması’, bir de ‘otel rezervasyonumuzun değişmiş olması’. Bunların hiçbirisinin asıl gerekçe olmadığını, hangi ölçütlere dayanarak yaptığınızı anlayamadığım bir şekilde kendinizde gördüğünüz ‘bu adam gelirse geri dönmez’ şeklindeki ‘niyet okuma’ politikanızdan kaynaklı olduğunu siz de ben de biliyoruz…”
2018’den 2023’e… Şenay Aydemir’le aynı süreci yaşıyor ve o günkü sözlerini ben de tekrarlıyorum:
“Gerçekten merak ediyorum, insanların dosyalarına koydukları resmi evraklara göre değil de, kendi kafanızda kurduğunuz niyet okuma mekanizmasıyla bu tür kararlar verme hakkını nereden alıyorsunuz?”